| 
				
					
				 
					| 
							
								| 
										
											| Navigasyon |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
                                            |  |  
											|   |  | 
										
											| 
													
														| 
																
																	|  |  |  
																	|  | BİRAZ KARKMAYA İHTİYACI VARMIŞ |  |  
														| 
																
																	| 
																			
																				|  | 
 Korkmaya ihtiyacı vardı. Yemeğini yemiş,suyunu içmiş ve uyumuştu.
 Artık filmler yetmiyor, insan yiyen böcekler,
 dinozorlar, vampirler, uzay yaratıkları
 ve zombiler heyecanlandırmıyordu onu.
 Mısırını yerken perdeden pençeler fırlıyor,
 gazozunu içerken kan fışkırıyordu.
 Zarar vermeyen korku, ne gÜzel korkuydu.
 İşte emniyet içinde koltuğunda oturuyordu.
 Birazdan film bitecek, sinema,
 kalabalığı damperli bir kamyon gibi
 caddeye boşaltacaktı. Korkmak
 için para ödüyordu sinemalara.
 Korkmaya ihtiyacı vardı.
 
 
 Yeni açılan bir lunaparktan sözetmişlerdi.
 Korku tüneli müthişmiş.
 Bayılanlar oluyormuş heyecandan.
 Abartıyorlardır, dedi kendi kendine.
 Seyrettiği filmlerdeki en korkunç
 sahneler bile kılını kıpırdatmıyordu.
 Alışkanlığın elleri boğuyordu heyecanını.
 Yine de denemeye değerdi.
 Yemeğini yemiş, suyunu içmiş ve uyumuştu.
 Korkmaya ihtiyacı vardı.
 
 
 Lunapark rengarenk ışıklarıyla şehrin
 ortasında devasa bir gecelambası
 gibi yanıyordu. Bir balerin kulak
 zarlarını titreten müziğin eşliğinde
 dansediyor, uçuşan eteklerinden
 çığlıklar yükseliyordu. Donuk gözleri
 döndükçe kah bir palyaçoya,
 kah çocuğunun elinden tutmuş bir
 babaya, kah bir baloncuya değiyordu.
 
 
 Aynı müziği dinlemekten, aynı şekilde
 dansetmekten bıkmış gibiydi.
 Yüzünde korkunç bir ifade vardı.
 Eteğindeki insanları silkelemek
 havalara fırlatmak geçiyordu içinden.
 Ama kumanda odasındaki adam
 izin vermiyordu ona. Bir düğmeye
 basınca hızlanıyor, bir düğmeye
 basınca yavaşlıyordu. Durması
 için bir düğme yetiyordu.
 
 
 â??Bu kez dinlemeyeceğim,â?? dedi balerin.
 â??Yavaşlaâ?? düğmesine rağmen
 dönüşünü hızlandırdı. Kumanda
 odasındaki adam şaşırmıştı.
 Balerin gittikçe hızlanıyordu.
 â??çığlıklar birbirine karıştı. â??Yavaşlaâ??
 düğmesi çalışmıyordu. Operatör
 bütün gücüyle basıyordu düğmeye.
 Balerin deli gibi eteklerini savuruyor,
 imdat sesleri yükseliyordu.
 
 
 Korkmaya ihtiyacı olan adam,
 bu işte bir tuhaflık olduğunu düşündü.
 Balerinin asit dolu gözleri üzerine
 değince yandığını farketti. Kendi
 etrafında bir tur daha atar atmaz
 gözünün içine bakmalı ve
 â??Hadi ama yeter!â?? diye azarlamalıydı onu.
 
 
 Birden kumanda odasındaki
 â??yavaşlaâ?? düğmesi Çalıştı.
 Balerin yavaşladı ve durdu.
 İnsanlar korku ve isyan içinde kumanda
 odasına doğru yürürken, balerinin
 dudaklarında hınzır bir gülümseme belirdi.
 
 
 Korkmaya ihtiyacı olan adam,
 â??Bu lunaparkta bir gariplik var,â?? dedi.
 Balerin â??Hadi ama yeter!â?? sözüyle
 yavaşlamIş olabilir miydi? Tesadüftü elbette.
 Ya gülümseme... â??Bu kadar
 Çok korku filmi izlersen böyle olur,â??
 dedi kendi kendine.
 
 
 Korku tüneline doğru giderken
 atlıkarınca çıktı karşısına. â??çocuklar
 atlara binebilmek için sıra bekliyordu.
 Siyah, beyaz, kırmızı, mavi,
 yeşil, mor, rengarenk atlar yükselip
 alçalarak dönüyorlardı. Kalabalığın
 arasına karışıp çocukları seyretmeye başladı.
 
 
 Neşeyle atların kafalarını sallıyorlar,
 Çayırlarda dağlarda koşturuyorlardı.
 İnsanı yere atmayan at, ne güzel attı.
 
 
 â??çocuklardan sadece biri gülmüyordu.
 Neredeyse ağlamak üzereydi.
 Dikkatle baktığında bir tek onun
 atının başını sallamadığını gördü. â??çocuk
 başın iki yanındaki kulpları itmeye
 Çalışıyor, ama at inatla kafasını sallamıyordu.
 
 
 Başını sallamayan atı incelemeliydi.
 Döndüğü için sadece önünden geçtiği
 anlarda bunu yapabilirdi. Anneler,
 kendi Çocukları önlerinden geçtikçe
 el sallıyorlardı. işte onun atı da geliyordu.
 â??çocuk hala başını sallamaya uğraşıyordu.
 Tam önünden geçerken atın başına
 eliyle hafifçe vurup â??Aptal şeyâ?? dedi.
 
 
 At aniden başını çevirdi. Garip bir ses
 Çıkartarak elini ısırmaya çalıştı.
 Sonra dişlerini göstererek uzaklaştı.
 Adam â??Abarttınâ?? dedi kendi kendine â??Abarttınâ??.
 
 
 O sırada bir palyaço yaklaştı yanına.
 Kocaman kırmızı burnu â??Gondolu gördün
 mü, gel!â?? derken bir aşağı bir yukarı oynuyordu.
 
 
 Gondol şeklindeki bir salıncaktı bu.
 Kayığın uçları sırayla gökyüzünü yokluyordu.
 Her inişte yere bir parça karanlık indiriyor,
 her yükselişte göğe bir parça çığlık taşıyordu.
 Palyaço â??Sen de bin!â?? dedi. O, lunaparka
 sadece korku tüneline girmek için gelmişti.
 Hesapta â??gondolâ?? yoktu. Palyaço
 â??Hadi!â?? diye ısrar etti.
 Kıramadı. Gondol boşaldıktan sonra
 ucunda kaptan heykeli bulunan tarafa yerleşti.
 Bakalım yanına kimler oturacaktı.
 Hayret! Hiç kimse gondola binmek
 istemiyordu. Aşağıda biriken
 meraklı kalabalık, gondolun hareket
 etmesini bekliyordu. Tedirginlik
 içinde â??Başka yolcu yok mu?â??
 diye sordu. Palyaço â??Hayır!â?? dedi.
 
 
 Gondol hareket etmeye başladı
 . â?¦önce ağır ağır, sonra hızlı hızlı sallandı.
 Daha sonra uçarcasına gidip gelmeye başladı.
 Bir önceki seferde yolcular beraber çığlık
 atarak heyecanlarını bölşüyorlardı.
 Korkuyu bile paylaşmak güzeldi.
 Oysa şimdi... Palyaço aklından
 geçenleri anlamış gibi elini havaya kaldırdı.
 Bunun Üzerine aşağıda biriken kalabalık
 â??Heey!â?? diye bağrıştılar.
 Artık kayığın her düşüşünde el kalkıyor,
 aşağıdakiler hep birlikte çığlık atıyordu.
 
 
 O kadar hızlanmıştı ki bir an yerinden
 fırlayacağını zannetti. Elleriyle yapışmıştı
 önündeki demire. Başı dönüyor,
 midesi bulanıyordu. Palyaço elini
 artık kaldırmıyor, kalabalıktan çıt çıkmıyordu.
 Ay ışığı gondolu ve yüzünü yalıyordu.
 Sarı bir yüzdü bu. aniden sırtında bir
 şey hissetti. Sırtına dokunuluyordu.
 â??Yok canım!â?? dedi. â??Gondolda benden başka
 kimse yokâ??. Ancak arkadaki hareket Israrlıydı.
 Dürtükleme, neredeyse tekmeye dönüşecekti.
 Arkasına dönmeye cesaret edemiyordu.
 
 
 â??Hey baksana buraya!â?? diye bir fısıltıyla ürperdi
 kulağı ve vücudu birden buz kesti.
 Arkaya hala bakamıyordu. â??Kimsin sen!â??
 dedi kendi kendine â??Kaptan!â?? dedi arkadaki
 ses. â??Gemimde ne işin var?â??
 Bütün cesaretini toplay....k arkaya döndü.
 Tahtadan bir kaptan heykeli...
 Hiçbir hareket yoktu. â??İnmeliyim!â??
 diye bağırdı palyaçoya â??İndir beni!â??.
 Palyaço elini kaldırdı. Seyirciler son
 kez â??Heey!â?? diye bağrdılar. Gondol durdu.
 Fena halde dönüyordu başı.
 Hemen eve gitmeliydi. Vakit geç olmuştu.
 
 
 Palyaço: â??Ya korku tüneli,â?? dedi.
 â??Oraya girmeyecek misin?â??
 â??Nereden biliyorsun?â?? diye sordu
 Ürpererek. â??Korku tüneli için geldiğimi
 nereden biliyorsun!â?? Palyaço bu soruyu;
 â??Bildiğim bir şey yok. Lunaparka gelen
 herkes korku tünelini görmek
 ister.â?? diye cevapladI.
 
 
 ***
 
 
 RaylarIn Üzerinde yürüyen arabalar,
 yolcusunu alır almaz hareket ediyor,
 korku tünelinin kapısına Çarpıp içeri dalıyordu.
 
 
 Sonunda sırası gelmiş, arabası hızla
 karanlığa karışmıştı. Hiçbir şey görünmüyordu.
 YağlanmamIş tekerleklerin raylar
 Üzerinde çIkardığı metalik ses sinir bozucuydu.
 â??çok geçmeden sirenler çalmaya, çığlıklar
 yankılanmaya başladı.Kendisinden
 öncekilerin çığlıkları olmalıydı.
 Demek sürprizler yaklaşıyordu.
 
 
 Arabası tam bir virajı alıyordu ki
 aniden yavaşladı. Karşısına, ağzını açıp
 kapayan ve pençesini sallayan bir ayı Çıktı.
 Kırmızı ışıkla yüzü aydınlatılmıştı ve garip
 sesler çıkarıyordu. Klas.. korku tüneli numaraları,
 diye düşündü. çok geçmeden kervana
 başka vahşi hayvanlar da katıldı. Peşi
 sıra mumyalar, başına balta, göğsüne
 bıçak saplanmış adamlar, cadılar,
 hortlaklar, cüzzamlılar sökün etti. İskeletler
 ona el sallarken, gülüyordu. Aman ne korkunç!
 Niye girmişti ki tünele? aniden boynuna sarkan
 yılan dışında, hiçbir şeyden ürpermemişti.
 
 
 Araba hızlanmaya başladı. Artık garip yaratıklar
 çıkmıyordu karşısına. Demek tünel yolculuğu bitiyordu.
 İşte kendinden önceki araba da tünelden Çıkıyordu.
 İçeriye sızan ışık çıkış kapısını aydınlatıyordu.
 
 
 Tam kapının önüne gelmişti ki araba aniden durdu.
 Elektrikler mi kesilmişti acaba? Hayır!
 Araba geri geri gitmeye başladı. Ne oluyordu?
 Sistemde bir arıza mı vardı? Ya kendisinden
 sonra tünele giren arabalarla Çarpışırsa! Belki onlar
 da geri geri gidiyordur, diye düşünürken, araba daha
 önce yanından geçtiği bir mağaranın içine dalıverdi.
 Korkunç bir hızla yokuş aşağI gidiyordu.
 Siren sesi kesilmişti. Sadece tekerleklerin
 gıcırtısı duyuluyordu. Zifiri karanlıkta hiçbir
 şey görünmüyordu.
 
 
 Gözlerini yumup tünelden Çıkıncaya kadar
 açmamaya karar verdi. Ancak şiddetli bir
 gökgürültüsü, bu kararını bozmakta gecikmedi.
 Şimşekler Çakıyor, mağaranın duvarını yer
 yer aydınlatıyordu. Aydınlanan yerlere
 fotoğraflar yapışıyor ve düşüyordu...
 
 
 Caddenin ortasında kan kaybediyordu adam.
 Görünürde ambülans yoktu. Bir başka
 adam tezgahta böbreğini satıyordu.
 Vitrin camlarIna gözler yapışmıştı. Adama bak!
 Evini yıkmasınlar diye elini doğruyordu.
 Ya mavi elbiseli kız, neden okula alınmıyordu?
 Bir dede torunlarını boğuyor, bir Çocuk babasını
 tokatlıyordu. Beyaz, kanı ne çabuk sarıyordu!
 İlanlar yapıştırılıyordu duvarlara. Kasap Çengelleri
 için kuzu aranıyordu. Kapsama alanı
 dışındaydı herkes. Bütün tuşlardan aynı ses geliyordu.
 
 
 Sonunda fotoğraflar düştü, gökgürültüsü kesildi,
 şimşekler söndü Karanlık hakim oldu mağaraya.
 Yine hiçbir şey görünmüyordu. Araba hızla devam
 ediyordu yoluna. Ya bu ıslaklık?
 Yağmur mu yağıyordu? Ellerine, başına,
 yüzüne damlalar düşmeye başladI.
 Sık sık eliyle yüzünü siliyordu. Araba uçuyor, rüzgarı
 yüzündeki ıslaklığı soğutuyordu.
 
 
 VE DURDU...
 
 
 EVET ARABA DURDU!
 
 
 Karşısındaki duvarda cılız bir ışık yandı.
 Aman Allahâ??Im! Bu nasıl bir adamdı?
 Elleri, yüzü, her tarafı kan içindeydi.
 Kolunun biri kopmuş, gözleri oyulmuş,
 kalbi sökülmüştü. Hayır, bu bir oyun olamazdı.
 Kan kokusu duyuyordu. Bu kadar doğal
 bir maket olamazdı! Olabilir miydi yoksa?
 Ona dokunmalıydI. Korkudan kalbi yerinden fırlayacaktı.
 Dokunmalıydı ona. Elini yaklaştırdı.
 Titriyordu. Loş ışıkta duran adama dokundu.
 Kanın sıcaklığını neden duymuyordu?
 Etin yumuşaklığını neden hissetmiyordu?
 Soğuk, parlak bir yüzeydi dokunduğu.
 Biraz daha dikkatli baktı: AYNA!
 
 
 AYNAYA DOKUNUYORDU
 |  |  |  |  
														|  |  |  
											| 
													
														|  | Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!															
																    <****** type="text/**********"> //[which tab (1=first tab), ID of tab content to display]: var initialtab=[1, "sc1"]  ******** cascadedstyle(el, cssproperty, csspropertyNS){ if (el.currentStyle) return el.currentStyle[cssproperty] else if (window.getComputedStyle){ var elstyle=window.getComputedStyle(el, "") return elstyle.getPropertyValue(csspropertyNS) } } var previoustab="" ******** expandcontent(cid, aobject){ if (document.getElementById){ highlighttab(aobject) detectSourceindex(aobject) if (previoustab!="") document.getElementById(previoustab).style.display="none" document.getElementById(cid).style.display="block" previoustab=cid if (aobject.blur) aobject.blur() return false } else return true } ******** highlighttab(aobject){ if (typeof tabobjlinks=="undefined") collecttablinks() for (i=0; i           Hier komt de info van link     1.
      Dit komt er bij link     2 te staan           Wat er bij link     3 hoort komt hier           Bij de link     4  komt dan dit te staan           Als laatste link     5 en zijn beschrijving      |  |  |  |  |  |  |  |